Özel Nisa Hastanesi - Haberler - NEZLE Mİ OLDUM? GRİP Mİ?
Online
Randevu
Online
Labaratuvar
?nteraktif
Hesapl?y?c?lar
Hayattayken
Hayat Verin
Hasta ve
Ziyaretçi
Hastan?za
Mesaj Gönderin
Anlasmali
Kurumlar

A’dan Z’ye SAĞLIK Haberleri

NEZLE Mİ OLDUM? GRİP Mİ?

Nezle ve grip; burun akıntısı, halsizlik, ateş, öksürük gibi belirtileri olan ve insandan insana kolayca bulaşabilen hastalıklardır. Aynı havayı soluyan kişilerin öksürürken- hapşırırken virüslerin ortama yayması yoluyla bulaşabileceği gibi, hasta kişinin elinden başka insanlara virüslü salgıları bulaştırması da hastalığın yayılmasında etkendir. Dolayısıyla sık el yıkanması bu tür hastalıklardan korunmak için önemlidir.

Özellikle kışa girerken daha sık yakalandığımız nezle-grip halk arasında aynı hastalık gibi düşünülüyor. Farkları nelerdir?
Dış görünüş olarak birbirine benzese de grip ile nezle arasında tıbbi olarak büyük farklılıklar vardır. Nezle daha çok; burun tıkanıklığı, burun akıntısı, ses kısıklığı, zaman zaman hafif ateş gibi belirtileri olan ve ayakta geçirilebilen bir üst solunum yolu enfeksiyonudur. Gripte ise yatak istirahati gerekir ve yüksek ateş, burun tıkanıklığı, burun akıntısı ve şiddetli boğaz ağrısı görülür. Grip nezleye göre çok daha ağır seyreder ve değişik komplikasyonlara neden olabilir.

Kişi nezle ya da grip olduğunu nasıl ayırt edebilir?
Nezlede eklem-kas ağrısı ve kırgınlık genellikle yoktur. Ateş nadiren görülmekle birlikte bazen çocuklarda hafif görülebilir ve ayakta geçirilir. Gripte durum daha farklıdır. Eklem-kas ağrısı ve kırgınlık belirgin şekilde ve şiddetli hissedilir. Özellikle ilk birkaç gün süren yüksek ateş ve yatak istirahati gerektirecek kadar halsizlik görülür.
Her iki hastalık belirti olarak benzerlikler gösterse de özellikle hastalığın şiddeti nezle ile gribi birbirinden ayırır. Nezle daha hafif seyrederken gripte daha ağır bir tablo söz konusudur. Her iki hastalığın oluşumunda da virüsler etkilidir, buna karşın hastalıkların seyri ve şiddeti farklıdır.

Nezle ve grip farklı virüslerin neden olduğu hastalıklardır.
Her iki hastalığın oluşumunda da virüsler etkilidir. Nezle sıklıkla; rinovirüs, adenovirüs, solunum yolları sinsityal virüsleri ve korona virüslerinin oluşturduğu ve basit önlemlerle kolayca atlatılabilen bir hastalıktır. Grip enfluenza virüsleri tarafından oluşur ve ağır geçer.
Virüslerin bir diğer özelliği ise her yıl karakter değiştirmeleridir. İnsan vücudu daha önce aynı virüsle tanışmış ve bağışıklık geliştirmiş olsa bile, virüsün yapısı değiştiğinden ikinci defa karşılaştığında vücut onu tanıyamaz ve tekrar hastalık ortaya çıkar.

Grip-nezle en sık hangi mevsimlerde görülür?
Özellikle geçiş dönemleri olan baharlarda artış göstermekle birlikte kış mevsiminde de sık görülür. Isı değişimleri sonrasında vücudun nem dengesi bozulur. Vücudun bu duruma uyum sağlaması zaman alacağından hastalıklara uygun ortam hazırlanmış olur.
Unutulmamalıdır ki soğuk hastalık yapmaz, sadece bağışıklık sistemini zayıflatır. Bu nedenle soğuk mevsimlerde hastalıklar daha ağır atlatılır. Sıcak havalarda virüsler uzun süre yaşayamadığından hastalık oluşsa bile çabuk atlatılır.
Soğuk havalarda hastalıkların oluşumunu artıran bir diğer faktör ise kapalı alanlarda bulunma zorunluluğudur. Böylece hastalığa neden olan virüslerin bir kişiden diğerine bulaşması ve sonunda büyük kitleleri etkilemesi kaçınılmazdır.

Gripte;
• Boğaz ağrısı
• Burun tıkanıklığı
• Burun akıntısı
• Baş ağrısı
• Kas-eklem ağrısı
• Aşırı halsizlik
• İlk birkaç gün süren yüksek ateş
Vardır. Hastalık en az 1 hafta sürer ve hasta yatakta yatmaya ihtiyaç duyar. İşgücü kaybına yol açar, bulaşıcıdır.

Nezlede;
• Burun tıkanıklığı
• Burun akıntısı
• Ses kısıklığı
• Hafif ateş
Vardır. Hasta yatma ihtiyacı hissetmez, basit ağrı kesicilerle ve dengeli beslenme ile kolayca atlatılabilir, bulaşıcıdır.
Nezle-grip tedavisinde antibiyotiklerin yeri;
Temelde virüslerin tedavisinde antibiyotiklerin yeri yoktur. Ancak virüsler vücuda girerek hastalık oluşturduğunda bağışıklık sitemi zayıflar ve ikincil enfeksiyonlar gelişebilir. Gelişen bu enfeksiyonlar bakteriyal nedenli ise mutlaka antibiyotik tedavisi gerekir.

Vitaminler;
Vitaminlerin hastalık oluştuktan sonra alınmasında tedaviye herhangi bir yararı yoktur. Hastalık oluşmadan önce alınan vitaminlerin bağışıklığı güçlendirmede ve dolayısı ile hastalıktan korunmada tercih edilebilir. Çeşitli vitaminlerin kullanımı yaygınlaşsa da hastalıklardan korunmada asıl önemli olan doğru ve dengeli beslenmedir. Vitamin yerine mevsiminde yetişmiş doğal sebze-meyve tüketmek daha faydalı olacaktır.

Beta glukan;
Bağışıklık sistemi güçlendirici olarak bilinen ve en yaygın kullanılan Beta Glukan yan etkisi olmayan bir takviyedir. Beta glukanın bağışıklık sistemini güçlendirdiğiyle ilgili somut veriler yoktur. Hammaddesinin ekmek mayası olduğu bilinen ve tespit edilmiş herhangi bir yan etkisi bulunmayan bu destek ürününün kullanılmasında herhangi bir sakınca yoktur.

Grip aşısı;
Bir önceki yılda sık hastalık yapan virüslerden elde edilen grip aşısının, virüslerin karakter değiştirmesi nedeniyle etkinliğinin azaldığı söylenebilir. Ancak yine de özellikle risk grubunda bulunan kişilerin ve gribi ağır geçirenlerin grip aşısı yaptırmalarında yarar vardır.

• İmmün bağışıklık sistemi zayıf olanlar
• Kronik organ yetmezliği olanlar (Örneğin; Kalp, Akciğer yetmezliği)
• 65 yaşın üzerindeki kişiler
• Şeker hastaları
• Çocuklarda immün yetmezliği olanlar

Eylül-Ekim aylarında grip aşısı yaptırılmalıdır.

Nezleden-gripten korunmak için;

• Doğru ve dengeli beslenerek, stresi azaltarak bağışıklık sistemini güçlendirmek
• Bol sıvı almak
• Çevrenin kuruluğunu önlemek
• Mikrop bulaşma ihtimali yüksek olan para, kalem, klavye vb. ile temastan kaçınmak
• Tuzlu sularla (yoksa musluk suyuyla) burnu temizlemek
• Çevrede hasta olan varsa teması ve ortak kullanım malzemelerini azaltmak
• Soğuğa karşı koruyucu olmak
• Burun pasajının açık ve temiz tutmak ve solunumu burundan yapmak
• Elleri yıkamadan asla buruna ve göze götürmemek

Dengeli beslenmenin, hastalıklardan korunmadaki önemi büyüktür. Ancak her dengeli beslenen kimsenin hastalanmayacağı inanışı da doğru değildir. Hastalıkların oluşumunda çevresel faktörlerden daha çok genetik mirasın etkili olduğu unutulmamalıdır.

25 Aralık 2014 Perşembe

Diğer Haberler